5 Nisan 2020 Pazar

Şarlatan Tanrı Hikayeleri No.1




"İki güneşe ihtiyacınız var, üçüncü bir göze, biraz daha saça, daha güzel bir sese, dolgun dudaklara, Amerika’ya, vicdana, pahalı kıyafetlere paha biçmemeye, çalışmamaya, instagramdan beş bin like’a, yolda görününce takdir edilmeye, tekfur gibi yaşamaya, Hz. Yusuf  olmaya, üzülmemeye, üzdüğünü bilmemeye ihtiyacınız var."

"Yalnız 13-14 bijon anahtarına ihtiyacınız yok. " dedi Zeyus. Adı Zeyus. Ortamdaki kültür seviyesi mitolojik bir tanrının adını yanlış yazacak kadar düşük değil. herkes, afroditin Banu Alkan olduğunu erotik dergilerden biliyor. biraz dil sürçmesinden, biraz bonkörlükten biraz da zaten üzerinden yıllar geçmişliğinden. Menekşe sokaktaki Kirvem Bar'da oturuyoruz. Oturmak değil aslında ayaktayız, ellerimiz göğsümüze yakın olan masada bağdaş duruyor. Bistro masa olayı yeni gelmiş bu sokağa, zabıta zorunlu kılmış gibi her yerde gözüme çarpıyor. Karşıda; vitrine 3 çorap 5 lira yazan çorapçının 5 çorap için kaç para yazması gerektiğini düşünürken görüyorum. O da mekanın yanına bistro masa koymuş, elemanları sigaraya çıkınca orada takılıyor. Erkek olanların elleri cebinde, diskoda gibi dik durarak poz kesiyorlar . Biz bira içiyoruz.  Ben bazen yanımda arkadaşlar olsa bile biz olmaktan ayrılıyorum. Yine öyle bir günde, yorgun halde, alışılmadık bir saatte, masanın üzerine bağdaş kurmuş kollarımın arasından kendime güveniyorum. Önü olmayan yargılarıma, gözlemlerime, bir gün her şeyin düzeleceğine inanıyorum. Zeyus giriş cümlesinden sonra masaya geliyor. Bir elinde şimşeğe benzeyen gidon anahtarı diğerinde posta gazetesinin sudoku eki var. Kolay olanı çözüp, orta ve zor olan sudokuları çözemediğini görünce onun da bizim gibi bir adam olduğu inancına kapılıp abi diyorum. "neredeydin?". Bana hesap veremezdi, ama masadaki hesabı da ödeyemezdi, "sucuk" dedi. Elimde bijon anahtarı olduğuna göre tahmin edersin ki çok önemli bir toplantıdan geliyorum. Onu diğer tanrılardan ayıran en büyük özelliği ise yalanı ince nüktelerden süzmesiydi. Geçen sefer bize başka bir hayatın mümkün olduğunu anlatıp, birkaç gün sonra da inandırmıştı. Ancak kendisi inanmazdı, bu yüzden onu biz yarattık.